Bu çalışmanın amacı, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi aydınlarından Ali Kâmi’nin Akyüz’ün dile bakışını kimlik bağlamında incelemektir. Araştırmanın modeli belgesel (documentary) modeldir. Araştırmada verilerin toplanmasında doküman incelemesi ve verilerin analizinde betimsel analiz kullanılmıştır. Bu kapsamda öncelikle araştırmada Ali Kâmi Akyüz’ün Türkçe eğitimi, yabancı dil eğitimi ve milli kimlik anlayışı incelenmiştir. Araştırmada Ali Kâmi’nin dili millet olmanın önemli bir unsuru olarak gördüğü bulgulanmıştır. Ali Kâmi, okuma ve yazma öğretiminde ise duyuşsal özelliklerin önemi üzerine durmakta ve soru-cevap tekniğini tavsiye etmektedir. Çok kısa sürede hedeflenen okuma-yazma kazanımlarını gerçekçi bulmamaktadır. Dilde sadeleşme konusunda ise bir arzu ortaya koysa da dile çok hızlı ve topyekün yapılan suni uygulamalara karşı temkinli durur. Yabancı dil eğitiminde döneminin yabancı dil öğretim politikalarını eleştirmiş, yabancı dil öğretimindeki sorunlara değinmiş ve bu sorunlara çözüm önerileri getirmiştir. Ali Kâmi yabancı dil öğrenme ve öğretme sürecinin temelinde hedef dili anlamak ve o dili etkin bir biçimde kullanmanın olduğunu savunmuştur. Diğer taraftan Ali Kâmi, Türkçe’nin batı dillerinden mantık bağlamında daha üstün olduğunu vurgulamıştır. Onun bu görüşünde Birinci Dünya Savaşı koşularıyla birlikte millî hassasiyetinin etkisi vardır.
The aim of this study was to examine Ali Kâmi Akyüz’s view of language, one of the Ottoman and Republican period intellectuals, in the context of identity. The study was conducted as a documentary. In the study, document analysis was used to collect the data and descriptive analysis was used for data analysis. In this context, first, Ali Kâmi Akyüz's Turkish education, foreign language education and understanding of national identity were examined. In the study, it was found that Ali Kâmi sees language as an important element of being a nation. Furthermore, Ali Kâmi emphasizes the importance of affective characteristics in the education of reading and writing and recommends the question-answer technique. He doesn’t believe that achieving literacy gains in a very short time is very realistic. Even though he shows a desire for simplification in language, he remains cautious about the artificial applications made in the language very quickly and collectively. He criticized the foreign language teaching policies of his period, touched on the problems in foreign language teaching and offered solutions to these problems. Ali Kâmi suggested that understanding the language to be learned and using that language effectively is the basis of the foreign language learning and teaching process. On the other hand, Ali Kâmi emphasized that Turkish is superior to western languages in terms of logic. His view was influenced by his national sensitivity together with the First World War conditions.